وصف الكتاب:
Abdurrahman’ın yağız atı çok hareketliydi. Adeta içi içine sığmıyor, durduğu yerde duramıyor, uzaklara gitmek istercesine ileriye doğru hamle yapıyor, toynakları ile toprağı eşeleyip toz kaldırıyordu. Bir ara öyle bir kişnedi ki Abdurrahman neredeyse sırtından düşecekti. — Soylu atlar atılgan süvariler ister Abdurrahman, dedi yol arkadaşı Paulo, Abdurrahman’ı kızdırmak için. — Bir süvariden neyim eksik Paulo? — Savaşçı dediğin zırhlarla, silahla donanır. Manevra yapmakta, vur-kaç tekniklerinde usta olur, dedi Paulo kahkaha atarak ve ekledi: “Tabii süvari dediğin adam kitaba, kaleme de ihtiyaç duymaz. Tıka basa dolu heybende gördüğüm üzere.” Abdurrahman yol arkadaşı Paulo’nun atına doğru baktı. Kızıl, sağlıklı, güçlü, Arap-Hıristiyan melezlemesi, yere sağlam basan bir attı. Gülümsedi ve şakayla: — Bundan dolayı mı bana alaca atları tavsiye ettin? Bu atlarla savaşa girmeyeceğiz doğru ama yine de hızlı atları severim. Kim bilir? dedi.